ABD Adalet Bakanı Garland, düzenlediği basın toplantısında, gerisinde İran’ın bulunduğunu savunduğu kiralık bir cinayet komplosu hakkında bilgi verdi.
Olayla ilgili suçlanan 3 kişinin yargı önüne çıkarılmayı beklediğini belirten Garland, “Bu suçlamalar, İran hükümetinin, İran asıllı ABD vatandaşı olan bir gazeteci, muharrir ve insan hakları aktivistine ABD topraklarında suikast düzenleme uğraşlarına ait devam eden bir soruşturmadan kaynaklanmaktadır.” dedi.
Garland, iddianamedeki komplo planını ayrıntılandırarak, İran’daki şahısların bir Doğu Avrupa cürüm örgütü üyesi olan ve İran’la bağları bulunduğu savunulan Rafat Amirov’u cinayet için görevlendirdiğini, Amirov’un da Polad Omarov ve Khalid Mehdiyev’i cinayeti gerçekleştirmesi için yönlendirdiğini savundu.
Mehdiyev’in temmuz 2022’de kelam konusu gazetecinin New York’taki konutunun yakınında atak silahı ve mühimmat ile yakalandığı bilgisini paylaşan Garland, Omarov’un da ABD’ye iade edilmek üzere “yabancı ortakların” nezaretinde bulunduğunu kaydetti.
“İRAN’DAN GELEN TEHDİDİN ABD İÇİN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU GÖSTERİYOR”
FBI Yöneticisi Christopher Wray ise toplantıda yalnızca son birkaç yıl içinde, İran’la kontaklı aktörlerin ABD’deki bir çocuk hastanesine fidye yazılımı saldırısı düzenlediğini, eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Pompeo’ya ABD topraklarında suikast teşebbüsünde bulunduğunu ve artık de bir ABD vatandaşı gazeteciye yönelik cinayet planı yaptığını aktardı.
Wray, “Bu, İran’dan gelen tehdidin burada Amerika’daki Amerikalılar için ne kadar önemli olduğunu göstermiyorsa, daha ne gösterebilir bilmiyorum.” diye konuştu.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan da mevzuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Adalet Bakanlığının iddianamesini “İran Hükümeti tarafından desteklenen, dünyanın her yerindeki İranlıların temel hak ve özgürlüklerini savunan aktivistleri öldürme, azap etme ve sindirme eforlarının rahatsız edici bir modeli” biçiminde niteledi.
Sullivan, “Hiç kuşku olmasın ki ABD, İran’ın yahut öteki otoriter rejimlerin, ülkemizde yasal olarak yaşayanlara karşı tehdit ve sindirme yoluyla barışçıl muhalefeti bastırma gayretlerini ihraç etmesine müsaade vermeyecektir.” sözüne yer verdi.
Garland ve Sullivan, açıklamalarında maksat alınan kişi hakkında isim vermezken, kelam konusu gazetecinin, 2021’de İranlı istihbarat casusları tarafından kaçırılmak istendiğinin öne sürülmesiyle gündeme gelen Masih Alinejad olduğuna inanılıyor.
Alinejad da Twitter’dan yaptığı görüntü paylaşımında, kendisinin kiralık cinayet planının kurbanı olduğunu kabul ederek, birebir gün, olayla ilgili 12 FBI casusu ile görüştüğünü ve 3 kişinin gözaltına alındığını öğrendiğini yazdı.
Alinejad, “Açıkçası hayatım için korkmuyorum zira öldürmenin, asmanın, azap etmenin, tecavüzün İran’ın DNA’sında olduğunu biliyordum.” kullandı.
NELER YAŞANMIŞTI?
ABD’nin New York kentinde yaşayan İran doğumlu Amerikalı gazeteci Masih Alinejad’ın, 15 Temmuz 2021’de, İranlı istihbarat casusları tarafından kaçırılmak istendiği öne sürülmüştü.
New York Federal Mahkemesince açıklanan iddianamede, 4 İranlı, Alinejad’ı kaçırmak için komplo kurmakla suçlanmış, sanıkların, Alinejad’ı İran’a gizlice kaçırmak için Brooklyn’deki bir kıyı mahallesinden onu askeri usulde bir hız teknesi ile Venezuela’ya götürmenin yollarını araştırdığı iddia edilmişti.
İran Dışişleri Bakanlığı sözcülüğünden yapılan açıklamada ise o tarihteki suçlamalar Hollywood gibisi senaryolara benzetilerek, “temelsiz ve saçma” olarak nitelenmişti. (AA)