Yaklaşık 13 yıl evvel baba mesleği madenciliğe başlayan iki çocuk babası Mehmet Kara, patlamanın meydana geldiği 14 Ekim’de 16.00-24.00 vardiyasında maden ocağına indi.
Karabük’te üniversitede okuyan ve hafta sonunda meskene gelecek oğluyla görüşme planı yapan Kara, patlamada ömrünü yitirdi.
Anne Fatma Kara, patlamanın yaşandığı günün sabahında oğluyla bir arada olduklarını söyledi.
Kahvaltı yaptıktan sonra oğlunun köyden ayrıldığını belirten Kara, “Oğlum o vakit 2-3 gün buradaydı, izinliydi. Buradan gitti konutuna. Bana ‘Oğlumla vakit geçireceğim iki akşam. Pazar günü oğlumu yollayacağım’ dedi” diye konuştu.
Baba Kadir Kara da Bartın ve Zonguldak’ta maden ocaklarında çalıştıktan sonra emekli olduğunu kaydetti.
OĞLU OKUYOR DİYE EMEKLİ OLMADI
Oğlunun çalıştığı maden ocağında patlama olduğunu duyduğunda büyük telaş yaşadığını aktaran Kara, “Sabahlara kadar burada bekledik” dedi.
Kara, oğlunun hayatını kaybettiğini öğrenince büyük hüzün yaşadıklarını lisana getirerek, “Emekli olacaktı. ‘Olmayayım, oğlum okuyor’ dedi. Kızı da hasta, Ankara’ya götürüyordu. Ankara’ya gitmek için de otomobil aldı. Ankara’ya ayda bir gidiyordu” tabirlerini kullandı.
“KENDİSİ İÇİN DEĞİL, BİZİM İÇİN GİRDİ O OCAĞA”
Kara’nın 13 yaşındaki kızı Ayşe Melek Kara doğuştan kolesterol, kalp kapağında kaçak ve kan pıhtılaşması rahatsızlıklarının bulunduğunu, babasının kendisini tedavi için Ankara’ya götürüp getirdiğini lisana getirdi.
Kara, patlamanın olduğu gün, öğlen yemeği için okuldan meskene geldiğinde babasını gördüğünü aktararak, “Okula giderken kapıdan yalnızca bir defa baktım, bir kez gördüm yüzünü. Ondan sonra hiç görmedim” dedi.
Babasının fedakarca çalıştığını vurgulayan Kara, “Babamla gurur duyuyorum, bence gurur duymamız da gerekiyor zira o bizim için canını bile feda etti. Kendisi için değil, bizim için girdi o ocağa. Bize bakmak, bizi okutmak, benim sıhhatim için girdi ocağa. Onunla gurur duymamız lazım” diye konuştu.